
22 Nis Om / Aum
Om (AUM) mantrası, çok derin anlamlar taşıyan mistik bir hecedir. Hindistan’da kelimelerin en kutsalıdır. İlk yazılı kutsal metinler Veda’larda geçer. Başlangıç, orta ve sonu temsil eder. Tüm sesleri kapsar. Om dünyanın uğultusudur, sesidir…
Çevremizdeki her şey titreşir – hiçbir şey durağan değildir. Om sesi, doğada her şeyde bulunan aynı titreşim frekansı 432 Hz frekansında titreşir. Bu nedenle, Om evrenin temel sesidir, onu söyleyerek, doğaya ve diğer tüm canlılarla olan bağlantımızı sembolik ve fiziksel olarak kabul ederiz. Fiziksel olarak, Om söyleme eylemi ayrıca vücudu rahatlatır, sinir sistemini ve zihni sakinleştirir.
Ses ve Anlam
OM hem görsel bir sembol hem de duyulabilen ve söylenebilen kutsal bir ses veya mantradır.
Hece Om, “A”, “U” ve “M” – AUM üç sesinden oluşur.
-‘A’ (uzamış “huşu” olarak telaffuz edilir)
Bu ses başlangıcı temsil eder , evrenin yaratılışı ve içindeki her şeyin başlangıcı.
Ses karından kaynaklanır ve üst göğüste titreşir.
-‘U’ (uzamış bir “oooh” sesi)
Bu ses, sizi ve dünyayı koruyan ve sürdüren enerjiyi ifade eder. ‘U’ sesi boğazda titreşir.
‘M’ (“mmmm” sesi)
-Kapanma sesini ve sonun başlangıcını karakterize eder. Tamamlanma, sonuçlandırma gücüdür. Dudaklar uzun bir uğultu sesi yaratmak için bir araya gelir.
Sessizliğin sesi…
-Dördüncü bir ses daha vardır: Om sesinden sonraki sessizlik. Durgunluktan doğan, istikrarlı ve sessizliğe geri dönen.
Om, her şeyin sürekli değiştiği gerçeğini temsil eder.
– hareketten dinginliğe, sesten sessizliğe, yaşamın sonsuz döngüsüdür bu…
“Başlangıçta Söz vardı ve Söz Tanrı ile birlikteydi ve Söz Tanrı idi.”
Kökenlerimizi ve evrenimizin kökenlerini merak etmek özellikle insani bir özelliktir. Gezegenimizin çeşitliliği, güneş sistemimizin genişliği, uzayın bilinmeyen alanları – bu kadar çok şey nasıl olabilir? Dünyanın dört bir yanından gelen manevi gelenekler bu soruyu sordular ve Kutsal Söz’ün evrenin kökeni ve başlangıcında derin rolü olduğunu kabul ettiler. İlk başta hiçbir şey yoktu, sonra ilk şey bir titreşimdi ve oradan her şey var oldu ve maddi dünya doğdu. Batı bilimi de şimdi aynı noktaya geliyor artık. Kuantum fizikçileri, maddenin kendisinin kökündeki titreşimin rolünü inceliyorlar.
Nikola Tesla “Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün.” demiştir. Evrenimizin, maddenin ve düşüncenin temelleri, ses titreşiminde yatmaktadır.
Benim de çok severek okuduğum ‘Bir Yoginin Otobiyografisi’nin yazarı Paramahansa Yogananda’ya göre; Veda’ların Om /Aum’u; Tibetlerin Hum’u, Müslümanların Amin’i ve Mısırlıların, Yunanlıların, Romalıların, Yahudilerin ve Hıristiyanların Amen’i olmuştur.
Hece birçok farklı dile, kültüre ve dini geleneğe çevrilmiştir, ancak sesin yaratıcı ve dönüştürücü gücü aynı kalmıştır..
Sevgiyle ve Saygıyla Namaste,
Natali Yanyan
No Comments